6 Mart 2014 Perşembe

her yer taksim, her yer direnis!

her yer taksim, her yer direnis! her yer taksim, her yer direnis! her yer taksim, her yer direnis! her yer taksim, her yer direnis!

her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş!

her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş! her yer taksim, her yer direniş!

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Sanat ve Tasarımın 'Daniska'sı Haliç'te


Bir reklam, kültür, tasarım şirketi olarak Burcu Tokatlı, Pemra Ataç ve Mutena Sezgin’in ortaklığıyla kurulan Daniska, Haliç Cibali’de bulunan Autopark binasında 5 Eylül’den itibaren icraatlarına başlıyor. Uluslararası sanatçılar, fotoğrafçılar, tasarımcılar ve yönetmenlerle işbirliği içinde çalışarak, farklı disiplinlerin üretimlerine ışık tutacak mekan, 5 Eylül’de güncel sanatçı Serkan Özkaya’nın ‘Oh My Design’ başlıklı sergisiyle açılacak.
5 Ekim’e kadar sürecek sergide Serkan Özkaya’nın tasarım ile sanatı yakınlaştırmaya aday bir dizi obje bulunuyor. Sanatçı, sergide sıradışı projeleri ile ‘Hafiflik’ kavramını yorumluyor. Bir dizi uçan beyaz kâğıdı canlandıran ‘Ani Esinti’ heykeli, bir kaşık yardımı ile baş aşağı çevrilen Eyfel Kulesi videosu sergide görülebilecek yapıtlar arasında.
Amerikalı eleştirmen Lilly Wei’nin, “Tarihin, yaratıcılığın ve özgünlüğün anlamını zenginleştiren bir ütopyacı, Duchamp ve Dadacıların izinde neşeli bir provokatör” olarak tanımladığı Özkaya, kopya ve orijinal kavramlarını sorguladığı ‘Bugün Tarihi Öneme Sahip Olabilirdi’ isimli projesi kapsamında Radikal ve New York Times’ın da aralarında olduğu beş gazeteyi elle çizerek/yazarak yeniden yapmıştı. Pek çok uluslararası sergiye davet edilen Serkan Özkaya’nın 9. İstanbul Bienali kapsamında sergilenmek üzere ‘köpük’ kullanarak yaptığı dev Davut heykeli kaidesine yerleştirirken kırılmıştı.

RADİKAL KÜLTÜR/SANAT

yalnızlığın anlaşıldığı anlar

Yaşadığınız mekan o kadar sessizliğe alışmıştır ki, zamanında top atılsa kolay kolay uyanmayacak bünyeniz, sabah cama vuran yağmur damlalarının minimal sesiyle uyanacak hale gelmiştir. O an yalnızlığın ürpertici bir biçimde anlaşıldığı kasvetli bir andır. Yatakta iki dönüp tekrar uyumak istersiniz ancak nafile, o hüzün içe işlemiştir bir kere.

Sonra alt kattaki komşunun panjur pervazına Tonton'un (annenin kod adı) bıraktığı ekmek kırıntılarını yağmalamak için biribirini yiyen güvercinlerin pençe gürültüleriyle dikkatiniz dağılır.